Halk ortasında ‘Hassas Bağırsak Sendromu’ olarak bilinen İrritabl Bağırsak Sendromu, bağırsak hareketlerinde ortaya çıkan değişimle karakterize olan ve hayat kalitesini önemli boyutlarda düşürebilen bir sıhhat sorunu. Ülkemizde görülme sıklığı yüzde 6 – 12 oranında değişen bu sendrom, ekseriyetle 30-50 yaş aralığındaki bireylerde tespit ediliyor.
Kadınlarda iki kat daha fazla görülüyor!
Hassas Bağırsak Sendromu’na karşı 7 tesirli öneri!
Son 3 aydır haftada bir sefer tekrarlıyorsa…
NEDENİ HASSAS BAĞIRSAK SENDROMU OLABİLİR!
Halk ortasında ‘Hassas Bağırsak Sendromu’ olarak bilinen İrritabl Bağırsak Sendromu, bağırsak hareketlerinde ortaya çıkan değişimle karakterize olan ve hayat kalitesini önemli boyutlarda düşürebilen bir sıhhat sorunu. Ülkemizde görülme sıklığı yüzde 6 – 12 oranında değişen bu sendrom, ekseriyetle 30-50 yaş aralığındaki şahıslarda tespit ediliyor. Bayanlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülen Hassas Bağırsak Sendromu’nda bilhassa kusurlu beslenme alışkanlığı ve gerilim en yaygın görülen tetikleyici faktörler ortasında yer alıyor. Ekseriyetle ömür uzunluğu devam eden sendrom; karında ağrı, gaz ve şişkinliğin yanı sıra kabızlık üzere problemlere yol açarak günlük ömrü adeta kabusa çevirebiliyor. Acıbadem International Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Emine Şatır, kesin bir tahlili olmasa da semptomların tedaviyle büyük oranda hafifletilebildiğine dikkat çekerek, “Özellikle son üç aydır ortalama olarak haftada en az bir gün yineleyen karın ağrısıyla birlikte dışkılama sıklığında ve görünümünde değişiklikler yaşanması, bu sendromu düşündürüyor. Bu çeşit şikayetlerde gecikmeden tabibe başvurmak, toplumsal ve işgücü kayıplarının önüne geçecektir” diyor.
Son 3 aydır bu belirtiler varsa, dikkat!
Hassas Bağırsak Sendromu’nun belirtileri şahıstan şahsa farklılık gösteriyor. Ayrıyeten kimi hastalarda belirtiler hafif seyredenken kimilerinde ise çok şiddetli olabiliyor. Doç. Dr. Emine Şatır, karında ağrı, gaz ve şişkinliğin bu sendromun en yaygın görülen belirtileri olduğuna işaret ederek, “Karın ağrısının özelliği, dışkılama sonrasında azalması ve uykuda olmaması. Ayrıyeten çok yemek yemek yahut besinleri süratli tüketmek ağrının şiddetini artırıyor. Karın ağrısıyla birlikte dışkılama alışkanlığında ishal ve kabızlık üzere değişiklikler de gelişiyor. Dışkıda mukus görülebiliyor. Depresyon, anksiyete, fibromyalji, kronik yorgunluk ve baş ağrısı üzere bağırsak dışı semptomlar da eşlik edebiliyor” diyor.
Pek çok etken tetikleyebiliyor!
Hassas Bağırsak Sendromu’nun kesin nedeni tespit edilememekle birlikte birtakım faktörlerin riski arttırdığı biliniyor. Daha evvel geçirilen bağırsak enfeksiyonları, beyin ile bağırsak ortasında çok hassaslık, kimi inflamatuar sitokinlerin, yani yangısal aracıların artması, bağırsak geçirgenliğindeki artış, beslenme yanlışları ve gerilim riski artırıyor. Bağırsak duvarındaki kaslarda olağandışı kasılmalar, hudut sistemi anormallikleri, beyin – bağırsak sinyal iletimindeki değişiklikler ve bağırsaklarda yaşayan bakterilerin istikrarındaki bozulmalar, sigara ile alkol alışkanlığı, sendromu tetikleyen öbür faktörler ortasında yer alıyor.
Kansere yol açmıyor, ancak…
Hastaların birden fazla karın ağrısı ishal, kabızlık ve şişkinlik üzere belirtileri nedeniyle kanser telaşıyla tabibe başvuruyor. Doç. Dr. Emine Şatır, Hassas Bağırsak Sendromu’nun ileride önemli rahatsızlıklara dönüşme riski olmadığını ve kansere yol açmadığını vurgulayarak, “Ancak organik ve işlevsel bağırsak hastalıkları sıklıkla iç içe geçmiş semptomlardan oluştuğu için ayırıcı teşhis büyük kıymet taşıyor. Teşhiste hastanın hikayesi, muayene bulguları, laboratuvar ve tetkikler yol gösterici oluyor” diyor.
Hassas Bağırsak Sendromu’na karşı 7 tesirli öneri!
Tedavi sürecinde beslenme ve hayat alışkanlıklarında yapılan değişiklikler şikayetlerin daha kısa müddette geçmesini sağlıyor.
Basamaklı tedavi uygulanıyor!
Hassas Bağırsak Sendromu’nu tümüyle ortadan kaldıran bir tedavi protokolü mevcut değil. Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Emine Şatır, tedavinin semptomların şiddetini azaltmaya yönelik olduğunu ve basamaklı tedavi yaklaşımı benimsendiğini belirterek, şöyle devam ediyor: “Diyet, ilaç tedavisi ve psikoterapi olmak üzere farklı tedavi metotlarından hasta için uygun olanlara başvuruluyor. Beslenme ve hayat alışkanlıklarına dikkat edilmesi, tedaviden aktif sonuç alınmasını sağlıyor. Sistemli olarak yapılması gereken idmanın yanı sıra sağlıklı, kâfi ve istikrarlı beslenmeye dikkat edilmesi, sigara ile alkolden uzak durulması gerekiyor” diyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
