Burun estetiğinde konforlu çözüm: Piezo yöntemi

Hem estetik hem de işlevsel gereksinimlere, burunda rastgele bir kırma sürecine gerek duymadan kalıcı, inançlı ve konforlu tahlil sağlayan Piezo prosedürü, son devirde burun ameliyatlarında sıkça uygulanıyor. Piezo usulüyle ameliyatların genel anestezi altında ortalama 2 saatte tamamlandığını ve ameliyat sonrasında hastaların bir gecede taburcu olduğunu belirten Anadolu Sıhhat Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay “Hekim için deneyim gerektiren Piezo sisteminde burun kırma süreci yerine ses dalgaları kullanılıyor; bu sebeple hastalar için de hayli inançlı ve yüz güldüren bir ameliyat prosedürü olduğunu söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.

Yüzün tam ortasında bulunan burun; hoşluk algısında büyük hisse sahibi, birebir vakitte sağlıklı nefes alabilmek için de itinayla çalışan bir sisteme sahip. Burnun yalnızca yüzümüzde iki tünelden oluşan bir çıkıntıdan ibaret olmadığını vurgulayan Anadolu Sıhhat Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay, “Burun tüneli Latincede oda manasına gelen çok sayıda sinüse açılıyor. Bu kompleks yapı 24 saat içinde 1 litre sıvı üretebiliyor. İçimize çektiğimiz havayı süzerek bakteriyel filtrasyonu sağlıyor, havayı nemlendirip uygun ısıya getiriyor ve akciğerlerimiz için ülkü bir havaya dönüştürüyor. Burnumuz ayrıyeten dış kısmında kemik ve kıkırdak yapısının kusursuz dizaynıyla tüm işlevlerini mümkün travmalara karşı muhafaza altına alıyor. Haliyle sıhhatimiz için muhtaçlık olduğunda onu kırmadan yapılacak bir ameliyatı da ziyadesiyle hak ediyor” sözlerini kullandı.

Ameliyat sonrası hafif morluk ve şişliklerin görülebildiğini, bunun için buz uygulaması yapılabildiğini paylaşan Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay, “Hastalar çoklukla ameliyatın akabinde 2-3 gün sonra günlük hayatlarına dönmüş oluyor. Böylelikle estetik ve işlevsel problemler, burnun doğal yapısı da en üst seviyede korunarak kalıcı bir tahlile kavuşuyor” dedi.

Burun ameliyatlarında teneffüs kabiliyetini korumak öncelik

Burnun teneffüs sisteminde hatta bedendeki öbür organlar üzerinde çok büyük tesirinin olduğunu söyleyen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay, “Öksürük, baş ağrısı, şuur bulanıklığı, uykusuzluk, halsizlik, çarpıntı ve yorgunluk üzere tüm semptomları yaşamak için burnumuzun iki deliğini yalnızca 2 gün bir pamukla kapatmak kâfi oluyor. Böylesi uzun vadeli yetersiz burun nefesi, bedende nitrik oksit ölçüsünü düşürerek kronik kalp-damar sistemi hastalıkları riskini de yükseltiyor. Nitrik oksit, bedenimizin doğal olarak ürettiği, kalp damar sistemini düzenleyen yararlı bir molekül. O denli ki, burnumuzdan nefes aldığımızda ağzımızla aldığımız nefese nazaran kanımızda yüzde 10-15 oranında daha fazla oksijenlenme sağlıyor. Tüm bu bilgilere nazaran burun üzerinde yapılacak her ameliyatın, burnun özel işlevlerine ziyan vermeyecek hassasiyetle yapılması çok büyük ehemmiyet taşıyor. İster işlevsel ister estetik emellerle yapılsın, öncelikli maksat kuşkusuz burnun doğal işlevlerini, teneffüs kabiliyetini korumak ve bu yapının ziyan görmesini engellemek olmalı” ikazında bulundu.

Piezo tekniğiyle rastgele bir kırma süreci olmadan burun estetiği mümkün 

Piezo sistemi kullanılarak yapılan mikrocerrahiyle kemik kıkırdak yapı kırılmadan müdahale edilebildiğini belirten Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay, “Üstelik burnun teneffüs işlevlerini da koruyan Piezo usulü ayrıyeten başta kanama olmak üzere tüm komplikasyonları da en aza indiriyor. Tabip için deneyim gerektiren Piezo prosedüründe kırma süreci yerine ses dalgaları kullanılıyor. Kısaca; form bozukluğuna neden olan kemiğin, ultrasonik ses frekansları kullanılarak kesilip fazla olan modüllerin temizlenmesi aslına dayanan bir formül. Ülkemizde son yıllarda bilhassa estetik gereksinimlerle yapılan burun ameliyatlarında bir artış var. Burun ameliyatlarında ekseriyetle eğriliklerin düzeltilmesi için kemik kıkırdak yapının çeşitli aletlerle kırılmaması sonucu burun ana takviyesini sağlayan kıkırdak ile kemik yapılarında çökme ve yer değiştirme riski azalıyor. Böylelikle deviasyon ve estetik ameliyatlar sonrasındaki tekrarlayan nefes meselelerinin görülme mümkünlüğü da düşüyor. Sonuç olarak burun cerrahisinde mikrocerrahi ve Piezo cerrahisi, kalıcı ve inançlı bir yaklaşım yöntemidir” biçiminde konuştu.

Yüzde kaç nefes alabildiğiniz artık ölçümlenebiliyor 

Burundaki anatomik bir kusura bağlı olarak hava akımındaki tıkanma bölgelerini ve hastanın ne kadar nefes alamadığını “Rhinomanometri” ile ölçebildiklerini paylaşan Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay, “Hastanın, ‘Burundan nefes alabiliyorum/alamıyorum’ halindeki sözleri bazen net olarak gerçeği yansıtmayabiliyor. Halbuki ameliyat sonrasındaki burun hava akımındaki artışı da telaffuz olmaktan çıkarıp rhinomanometri aygıtıyla net bir halde ölçmek mümkün. Böylelikle hastanın, ‘Ben yüzde kaç nefes alıyorum?’ sorusuna verilen karşılık rakamsal ve statik olarak ortaya konabiliyor. Burnun ameliyat sonrası teneffüs yararı da dokümante edilmiş oluyor. Bu özel ölçüm, burnundan kâfi seviyede nefes alıp almadığını anlayamayan hastalar için farkındalığı da artırıyor” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı