enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,0906
EURO
48,3664
ALTIN
5.390,51
BIST
10.970,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
18°C
İstanbul
18°C
Hafif Yağmurlu
Perşembe Çok Bulutlu
19°C
Cuma Hafif Yağmurlu
20°C
Cumartesi Çok Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
20°C

Mamografi, MR’dan bir adım önde

Toplumda hâlâ pek çok kişi kanseri tek bir hastalık olarak görüyor.

Mamografi, MR’dan bir adım önde
05.11.2025 12:53
3
A+
A-

Toplumda hâlâ pek çok kişi kanseri tek bir hastalık olarak görüyor. Oysa her organın kanseri farklı seyrediyor ve tedavi başarıları aynı değil. Özellikle meme kanserinde erken tanı ile başarı oranının neredeyse yüzde yüze ulaştığını dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Özgür Sarıca, “Tümör küçükken yakalanan bir meme kanserinde 100 hastadan 95’i 20 yıldan uzun süre yaşayabiliyor. Bu hastalarda çoğu zaman meme korunuyor, kemoterapiye gerek kalmayabiliyor. Tam da bu nedenle düzenli taramaları aksatmamak çok kıymetli. Özellikle mamografi, MR’ın gösteremediği mikrokalsifikasyonları saptayabildiği için erken tanıda vazgeçilmez” dedi.

Mamografi, tümör oluşmadan önce süt kanallarında biriken ve MR’ın göremediği çok küçük kireçlenmeleri ortaya çıkarır. Bu sayede kanser henüz başlamadan tespit edilebilir. Bu nedenle MR’ın, mamografinin yerini alamayacağını dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Özgür Sarıca, “Meme kanseri taramasında kullanılan ultrason, mamografi ve MR yöntemleri farklı avantajlar sunar. Bu üç yöntem farklı bulguları ortaya koyduğu için birlikte kullanıldığında kanseri tespit etme olasılığı belirgin şekilde artar. Örneğin ultrason tek başına kullanıldığında dört-beş kanserden biri gözden kaçabilir. Ultrason ve mamografi birlikte uygulandığında ise saptama oranı yüzde 80–85’e ulaşır. Aynı yıl içinde bu taramalara MR da eklenirse aynı oran 95’e kadar çıkar. Bu üç yöntemin bir arada kullanılması, en güvenilir sonucu elde etmemizi sağlar” şeklinde konuştu.

Yoğun meme dokusu varsa mamografi yeterli değil

Taramada hangi yöntemin, hangi sıklıkta uygulanacağının; yaşa, meme yapısına ve kişisel risk faktörlerine göre değiştiğini vurgulayan Sarıca, “Örneğin genel olarak 40 yaşından itibaren her kadının yılda bir kez mamografi yaptırması önerilir. Yüksek risk grubundaki kadınlarda buna ek olarak MR tercih edilirken, yoğun meme dokusu olanlarda kontrastlı mamografi veya tomosentez kullanılabilir. Tomosentez, klasik mamografiden farklı olarak memeyi farklı açılardan çok sayıda ince kesit halinde görüntüler; bu kesitler daha sonra bilgisayar tarafından üç boyutlu bir görüntüye dönüştürülür. Bu sayede, yoğun meme dokusunun oluşturduğu üst üste binen görüntüler ayrıştırılır ve dokuların arasında ‘saklanan’ küçük lezyonlar veya kitleler tek tek seçilebilir hale gelir” dedi.

Mamografiyle ilgili yaygın korkular gerçeği yansıtmıyor

Mamografi konusunda toplumda hâlâ yanlış bilinen bazı noktalar olduğunu belirten Sarıca, “Meme implantı olan kadınlar da güvenle mamografi yaptırabilir; implantın patlama riski yoktur, olası hasar genellikle zamanla silikon sızıntısı şeklinde gelişir. Radyasyonla ilgili endişeler ise artık geçerliliğini yitirmiştir. Modern dijital mamografilerdeki radyasyon miktarı oldukça düşüktür” dedi.

Dijital mamografi daha az radyasyon demek

Klasik mamografinin geliştirilmiş ve bilgisayar destekli bir versiyonu olan dijital mamografide, görüntülerin film yerine dijital ortamda elde edilmesinin hem tanı doğruluğunu hem de hasta konforunu artırdığına değinen Sarıca, “Dijital mamografi daha az radyasyon içeriyor, görüntü kalitesi daha yüksek ve çekim süresi çok daha kısa. En önemli farklardan biri ise dijital arşivleme imkânı. Mamografide, önceki yılın görüntüsüyle yenisini yan yana karşılaştırmak büyük önem taşıyor çünkü en küçük değişiklik bile erken evre bir kanserin habercisi olabilir. Dijital sistemler de bu karşılaştırmayı çok daha kolay ve güvenilir hale getiriyor” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı