Pasif agresif kişilik bozukluğu, duygusal zorluklar ve çatışmaları dolaylı yollarla ifade etme eğilimine sahip kişilerde görülen bir durumdur. Belirtileri arasında direnç, öfke patlamaları ve işbirliğine yanaşmama yer almaktadır.
Pasif agresif kişilik özelliği olan bireylerin çevreleriyle ve yakınlarıyla uzun soluklu ve sağlıklı ilişki sürdürebilmeleri zordur. Abartılı alınganlık, mesafeli davranma, somurtkanlık, hazır mazeretler, bilinçli yanlışlar yapma gibi davranışlar sıkça gözlemlenir.
Pasif-agresif davranışlar sergileyen kişiler, duygularını ve düşüncelerini ifade etmek yerine sessiz kalmayı, dolaylı yollardan ifade etmeyi tercih ederler. Yüzleşmekten kaçınma, sorumluluk almaktan kaçınma gibi özellikler gösterirler.
Pasif agresif kişilerin iç dünyasında yaşadığı agresif duygular, dışa yansımasını sessiz ve dolaylı saldırganlık şeklinde gösterir. Bu durum zamanla ilişkilerde duygusal istismara dönüşebilir ve iletişimi olumsuz etkileyebilir.
Pasif agresiflik genellikle çocukluk döneminde aşırı kontrolcü ebeveynlerin duyguların ifade edilmesine izin vermemesi sonucunda gelişebilir. Bu durum yetişkinlikte onaylanma ve takdir görme ihtiyacını kontrol ve şüphecilikle yönetme eğilimine yol açabilir.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Erman Şentürk, pasif agresif kişilik bozukluğunun tedavisinde psikoterapinin öncelikli tercih edildiğini belirtiyor. Kişinin duygularını sağlıklı bir şekilde ifade etmeyi öğrenmesi ve çocukluk döneminden kaynaklanan olumsuz deneyimleri ele alması tedavi sürecinde önemli bir rol oynar.