enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,5918
EURO
49,5794
ALTIN
5.740,04
BIST
11.213,78
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
11°C
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
14°C
Cuma Az Bulutlu
13°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
13°C

Televizyon, evde en büyük ekran olmayı sürdürecek!

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Dr.

Televizyon, evde en büyük ekran olmayı sürdürecek!
09.12.2025 11:53
1
A+
A-

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kabaş, televizyonun geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Televizyonlar gelecekte bir cihazdan çok bir erişim yüzeyine dönüşecek

Dr. Öğr. Üyesi Denizcan Kabaş, televizyonların yerini mobil cihazlara bırakıp bırakmayacağına ilişkin, “Televizyonun tamamen ortadan kalkacağını düşünmüyorum ancak bugünkü haliyle de devam etmeyeceği kesin. Televizyon artık bir cihazdan çok, bir ‘erişim yüzeyi’ ne dönüşüyor. Evlerimizde büyük bir ekran olarak var olacak ama fonksiyonu değişecek. Mevcut cihazlar ve kullanım pratikleri düşünüldüğünde dijital platformlar, oyun konsolları, sosyal medya içerikleri ve canlı yayınların birleştiği çok katmanlı bir yapı yakın gelecekte televizyonun yeni tanımını oluşturacak. Yani dolayısıyla asıl odaklanılacak olan ‘televizyon kalacak mı?’ değil; ‘neye dönüşecek?’ sorusu. Televizyon yirmi yıl sonra da evdeki en büyük ekran olarak önemini koruyacak fakat o ekrana gelen içerik, geleneksel yayın mantığından çok platform merkezli olacak.” dedi.

“Televizyon öldü/ölmedi” tartışmaları nereye gidiyor?

Televizyonun ölüp ölmediği tartışmalarını da değerlendiren Dr. Öğr. Üyesi Kabaş, şunları söyledi:

“Bu tartışmayı iletişim ve medya araçlarının her bir evresinde tekrar tekrar gördük. Radyo için de sinema için de benzer söylemlerle karşılaşıldı. Nitekim hiçbiri ölmedi, en azından her şeyiyle ortadan kalkmadı, sadece biçim değiştirdi. Bugün televizyon için de ‘öldü’ denilen dönemin içerisinde olabiliriz ama aslında olan şey şu: Televizyonun 20. yüzyıldaki merkezi konumu sona erdi. Bu da oldukça doğal. Dijital çağ, izleyiciyi tek yönlü bir akıştan kurtardı ve seçenekler oldukça çeşitlendi. Televizyonun tekeli dağılmış oldu ve bu medya ekosistemi çerçevesinde bir açıdan demokratikleştirici bir kırılma. Dolayısıyla ‘ölüm’ değil, ‘yer değiştirme’ söz konusu. Tabii ki bu durumun sadece iyimser bir taraftan değil eleştirel perspektiften de ele alınması gerekecektir.”

Ev içi ortak izleme geleneği sürecek… 

Gelecekte televizyonun fiziksel formuna ilişkin de açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Kabaş, “Televizyonun fiziksel hâli daha geçirgen olacak; duvarı tamamen kaplayan paneller, holografik yansıtıcı yüzeyler, artırılmış gerçeklik katmanları… Bunların birçoğunu aslında deneyimleyebiliyoruz. Ancak burada kritik olan teknolojinin yapısal özelliğinden ziyade, birlikte izleme pratiğinin sürdürülmesi. İnsanlar hâlâ aynı mekânda aynı şeyi izlemekten keyif alabiliyor. Farklı ekranlarda izlenen içerikler bile bir noktada ortak paylaşıma giriyor. Eş zamanlı izleme pratikleri de yine en temel iletişimsel eylemlerden olan ‘izlendiği sırada üzerine konuşmayı’ sürdürüyor. Dolayısıyla ekran biçim değiştirse de ‘ev içi ortak izleme’ geleneği sürecek. Televizyonun geleceği biraz da bunun üzerine inşa olacak; aynı anda hem kişiselleştirilmiş hem de kolektif bir ekran deneyimi.” diye konuştu.

Dijital platformlar televizyon ekosisteminin yeni merkezleri oldu

YouTube, TikTok, Netflix gibi platformların artık televizyonun rakibi değil televizyon ekosisteminin yeni merkezleri olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kabaş, şöyle devam etti:

“Tehditten ziyade zorunlu bir dönüşüm baskısı yaratıyorlar. Genç izleyici ritmi hızlandı, dikkat süresi daraldı ve içerik tüketimi ‘süreklilikten’ ziyade ‘anlık fragmanlar’ mantığına geçti. Geleneksel televizyon tüm yapısıyla bunun dışında kalırsa görünmez hâle gelecek. Dolayısıyla bir bütün olarak düşünmek, geleceği somutlaştırma adına önem taşıyor. Geleneksel haber içeriklerinde sosyal medya mecralarındaki formatlara yer verilmesi, geleneksel televizyon kanallarının bu mecralara uygun içerikler üretmesi ve televizyon kanallarının sosyal medya etkileşimli bir anlayışı işler kılmaya çalışması bunun bir karşılığı olmakta. Netflix’in dramatik yapıyı dönüştürmesi, YouTube’un kendi tür ve anlatı biçimlerini değer ekonomisine yerleştirmesi, TikTok’un ritmi belirlemesi gibi örnekler de televizyon olarak tanımladığımız cihaz, biçim ve akış yapısını yeniden tanımlayan süreçler. Kısacası televizyon platformları tehdit olarak görürse kaybedeceğini zaten önceki yıllarda deneyimledi şimdi ise bu alana entegrasyon fırsatı olarak yaklaşıyor ve hâliyle dönüşüyor.”

Dijital alandaki lineerlik yeni biçimlere evriliyor

Lineer yayının hâlâ güçlü olduğu iki alana yaslandığına işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Kabaş, “İlk olarak bu yayın anlayışı ‘canlılık’ ile eşleşiyor. Son dakika gelişmeleri, haber, spor karşılaşmaları, bazı yarışma türleri, seçim ve benzeri dönemleri takip etmek canlılık içerisinde anlamlı bir faaliyete dönüşüyor. Bir diğer dinamik de rutin oluyor. Televizyonu açtığımızda o saatte neyle karşılaşacağımıza dair genel bir bilgimiz bulunması, herhangi bir gelişme olduğunda televizyon haber kanallarının bize bu olayı/durumunu göstereceğini bilmemiz, günün akışına paralel içerik türlerinin devamlılığı gibi konular burada karşılık buluyor. Dolayısıyla bu iki alan, televizyonun varlığı ve öneminin sürekliliğini sağlıyor. Ancak dramatik içerik, belgesel, eğlence ve genç izleyicinin takip ettiği formatlarda lineer akışın anlamı giderek azalıyor. Belirli canlı yayın formatları içerisinde dijital alandaki lineerlik ise yeni biçimlere evriliyor. Dolayısıyla televizyonu yakın bir gelecekte hibrit bir form bekliyor: hem program akışı sürecek, canlı yayınlar devam edecek hem de izlerken durdurabildiğimiz, geri sardığımız ve ek unsurları interaktif bir şekilde kullanabildiğimiz modüler bir içerik evreni yaygınlaşacak.” dedi.

Mobil ekran bırakılmayacak, büyük ekran terk edilmeyecek

Gençlerin mobil ekranları tercih etmesinin televizyonun yaşlı kuşak aracına dönüşeceği yönündeki görüşlere de değinen Dr. Öğr. Üyesi Kabaş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Mobil ekran tercihinin nedeni sadece televizyonun kendisiyle ilgili değil yeni kuşakların mobilite, hız ve çoklu uygulamaya alışmış olması. Bu, televizyonun daha geç kuşaklara sıkışacağı anlamına gelmiyor. Yirmi yıl sonra televizyon gençler için nostaljik bir nesne değil çoklu kullanım deneyiminin bir anlamda büyük ekrandaki sürümü olacak. Gençler mobil ekranı bırakmayacak ama büyük ekranı tamamen terk etmeyecek. Burada da dönüşen şey içeriği hangi bağlamda tükettiğimiz. Televizyon her dönem olduğu gibi izleyici olgusuyla karşılıklı bir ilişki içerisinde. Bu ilişki bugün için çok daha kırılgan, geçişken ve etkileşimli. Dolayısıyla bugünkü gençler, televizyonu da yeniden biçimlendirecek kuşak.”

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı